landscape photo during night market

Japonya’nın İş Gücü Krizine Çözüm: Haftada 4 Gün Çalışma

Japonya’dan, ülkenin karşı karşıya olduğu iş gücü sıkıntısına ve geleneksel çalışma kültürüne olası bir çözüm.

Yaşlanan Bir Ülke

Bildiğiniz gibi, Japonya dünyada en uzun yaşam süresine sahip ülke: ortalama yaşam süresi 84,26 yıl. Ancak doğum oranı giderek düşüyor ve her on kişiden biri 80 yaşın üzerinde. Nüfus, her yıl yaklaşık bir milyon kişi azalıyor.

Bu demografik sorunlar Japon ekonomisini de etkiliyor: 1995’ten bu yana çalışabilir nüfus %14 azaldı. 2040 yılına kadar ülke bir milyon işçi açığıyla karşı karşıya kalabilir.

Daha Fazla Esneklik, Daha Fazla Verimlilik

Bu yaşlanma fenomeninin etkilerini hafifletmek ve verimliliği artırmak için hükümet daha fazla iş esnekliği üzerine odaklanıyor. 2017’de Shinzo Abe, Cuma günleri erken çıkmayı teşvik eden “Premium Friday” kampanyasını başlattı. Dönemin başbakanı da öğleden sonrasını meditasyon yaparak geçirdi.

Bu iletişim çabalarının ötesinde, hükümet 2018’de aylık fazla mesai saatlerini 100 saatle sınırladı. 2021’den itibaren ise haftada dört gün çalışma sistemini teşvik ediyor; daha kısa çalışma saatleri, azalan fazla mesai ve artan yıllık ücretli izinlerle destekliyor.

Hükümete göre, şu anda şirketlerin sadece %8’i çalışanlarına haftada en az üç gün izin veriyor. Japon devleti, ücretsiz danışmanlık hizmetleri veya hibeler sunarak şirketlerin desteğini kazanmayı hedefliyor.

Kültürel Bir Şok

Japonya’da esnek çalışma koşullarına yönelik çabalar, köklü çalışma alışkanlıkları nedeniyle zorlanıyor. Neredeyse fedakarlık gerektiren bir çalışma kültürü, profesyonel yaşamı özel yaşamın önüne koyuyor. Bu çalışma anlayışının, savaş sonrası dönemde ülkenin yeniden inşa süreciyle birlikte derin kökler saldığı düşünülüyor

Bu tam adanmışlık özellikle genç çalışanlar arasında belirgin. Maaşlar kıdemle arttığından, genç çalışanlar düşük ücretlerini telafi etmek için yoğun fazla mesai yapıyorlar, bazen haftada yüz saati aşan sürelerde çalışıyorlar. Bu aşırı çalışma kültürünün bazen ölümcül bir bedeli var. 1960’ların sonlarından beri, aşırı iş yükü nedeniyle meydana gelen kalp krizi, felç veya intihar sonucu ölümler “karoshi” olarak adlandırılıyor ve bu durum Japonya’da acı bir gerçeklik olarak kabul ediliyor.

2015 yılında, aşırı çalışmanın sonucu olarak intihar eden bir çalışanın durumu, Japonya’da büyük bir farkındalık yarattı. Bu trajik olayın ardından, Shinzo Abe hükümeti “karoshi” fenomenini engellemek amacıyla çalışma koşullarını yeniden ele almaya başladı. Bu çabalar kapsamında, Japonya’nın İş Kanunu’nda reform yapıldı, çalışma saatleri konusunda daha sıkı düzenlemeler getirildi ve çalışanların sağlığını korumaya yönelik önlemler alındı.