woman in black jacket sitting beside woman in white blazer

Kadınlar İş Yerinde Daha Fazla Önyargıya Maruz Kalıyor

Psikolojik olarak güvenli bir işyeri oluşturmanın temel taşlarından biri, dürüst geri bildirimlerin ve zor konuşmaların açıkça yapılabilmesidir. Ancak bu geri bildirimler adil olmadığında, sorunlar hızla ortaya çıkabilir. Textio’nun işyeri önyargıları üzerine yaptığı araştırma, en yüksek performans gösteren çalışanların, genellikle en az faydalı geri bildirimi aldığını gösteriyor. Ayrıca, kadınların erkeklere göre yedi kat daha fazla olumsuz önyargıyla karşılaştığını da ortaya koyuyor.

Olumsuz Önyargıların Cinsiyetlere Göre Dağılımı

Bu olumsuz önyargılar arasında en yaygın olanı “duygusal” etiketi. Kadınların %78’i bu terimle tanımlanırken, erkeklerde bu oran sadece %11. “Sevimsiz” ifadesi kadınlar için %56 oranında kullanılırken, erkeklerde %16’ya düşüyor. “Zor” ifadesi, kadınların %32’si, erkeklerin %21’i ve cinsiyet kimliği net olmayan veya değişken olan bireylerin %40’ı için kullanılıyor. Bu, bu terimin farklı gruplar arasında daha dengeli bir şekilde dağıldığını gösteriyor. Daha da endişe verici olan, bu olumsuz geri bildirimlerin en çok yüksek performans gösteren kadınlara yöneltilmesi.

Bu veriler, başarılı veya işlerinde öne çıkan kişilerin, diğerleri tarafından eleştirildiği ya da geri çekilmeye çalışıldığı “tall poppy sendromu” teorisini doğrular nitelikte. Yüksek performans gösteren kişiler, çabalarının ve davranışlarının daha sıkı bir incelemeye tabi tutulduğunu fark ederler. Bu durum kıskançlığın etkisiyle şekillenebilir ve işyerinde kadınların çok fazla parlamasının istenmediği bilinçaltı bir eğilimi düşündürebilir.

Bu olumsuz etiketler ile işyerindeki kayırmacılık arasında da bir bağlantı olabilir. Birçok şirket, düşük performans gösteren çalışanlarını işten çıkarmakta tereddüt ederken, aynı zamanda yüksek performans gösterenleri “zor” olarak etiketleme eğilimindedir. Bu tür bir kültür, doğal olarak yüksek performans gösterenleri uzaklaştırır ve ortalama yetenekleri yerinde tutar.

Araştırmalar, düşük performans gösteren çalışanların işyeri moralini olumsuz etkilediğini ve bu kişilerin yönetici pozisyonlarına geldiklerinde, çalışanların şirketten ayrılma nedenlerinin başında yer aldığını gösteriyor. Kötü yönetim, insanların işten ayrılma sebepleri arasında neredeyse iki kat daha etkili bir faktör olarak öne çıkıyor.

Daha Az Önyargılı Geri Bildirim İçin Üç İpucu

1: Başkalarının Görüşlerini Alın
Hiç kimse tek başına çalışmaz. Geri bildirim verirken, sadece kendi düşünceleriniz ve algılarınızla sınırlı kalmamak önemlidir. Geri bildirim vermek istediğiniz kişiyle birlikte çalışmış diğer meslektaşlarınızın görüşlerini alarak, bakış açınızı genişletebilir ve önyargılarınızı minimize edebilirsiniz.

2: Somut ve Gözlemlenebilir Davranışlara Odaklanın
Geri bildirim verirken, somut ve gözlemlenebilir davranışlara odaklanmak en güvenli yaklaşımdır. Yargılayıcı ifadeler yerine, belirli olaylar ve davranışları objektif bir dille ifade edin. Örneğin, “Geçen ay üç teslim tarihini kaçırdınız” demek yerine “Güvenilmezsiniz” demekten kaçının. Bu, geri bildiriminizi daha nesnel ve adil hale getirir.

3: Kendi Önyargılarınızın Farkında Olun
Hepimiz bilinçli ya da bilinçsiz önyargılar taşırız. Kendi önyargılarınızı fark etmenin yollarından biri, kendimizi değerlendirmektir. Geçmiş deneyimleriniz, kültürel etkileriniz ve varsayımlarınızı gözden geçirerek, bu önyargıların farkında olabilir ve geri bildiriminizi daha objektif hale getirebilirsiniz. Düzenli olarak kendini farkındalık çalışmaları yapmak, önyargılarınızı tanımanıza ve bunları geri bildiriminizden uzak tutmanıza yardımcı olabilir.