Liderler doğmaz, yetiştirilir. Bu ifade belki klişe gelebilir, ama gerçekte çok doğru; çünkü liderlik, deneyimle, öğrenmeyle ve uyum sağlamayla gelişen bir beceridir. Gartner’ın yaptığı bir ankete göre, iyi yöneticilere rapor veren çalışanlar, yüksek performans gösterme ihtimali 15 kat daha fazla olan kişilerdir.
İlk ekip toplantınızı yönetirken ya da kritik kararlar alırken, yöneticilikteki ilk günleriniz göz korkutucu olabilir. Ancak endişelenmeyin, bu yeni yolculukta size destek olacak üç önemli ipucu:
Ekibinizle Şeffaf Olun
Yeni bir yönetici olarak ekibinizle güven oluşturmanın en önemli yollarından biri, şeffaflıktır. Bu da açık ve samimi bir iletişimle başlar. Ekip hedefleri, şirketle ilgili gelişmeler ve çalışanları etkileyebilecek olası değişiklikler hakkında bilgi paylaşın. Ne bildiğinizi ve bilmediklerinizi açıkça ifade edin.
Jessica Chen’in çok satan kitabı “Smart, Not Loud: How to Get Noticed at Work for All the Right Reasons” şeffaflık ve proaktif olmanın güvenilirliği artırdığını vurguluyor. Yeni yöneticilerle çalıştığı deneyimlerden yola çıkarak şu önemli dersi paylaşıyor: “İş yerinde zor konuşmalarla karşılaştığımızda kaçmak yerine durup neyin yanlış gittiğini anlamak ve bunu nasıl ileteceğimizi düşünmek önemlidir.”
Bu aynı zamanda, ekibinizin soru sormasına ve geri bildirim vermesine açık olmanız gerektiği anlamına gelir. Katkılarını dikkatle dinleyin ve değer verdiğinizi gösterin. Ancak her geri bildirimi uygulamak zorunda olmadığınızı da unutmayın.
Eylemlerinizle Örnek Olun
Ekibinize yol gösterirken söyledikleriniz kadar yaptıklarınız da önemlidir. Beklediğiniz değerleri, davranışları ve standartları öncelikle siz sergilemelisiniz. Örneğin, bir söz verdiyseniz, mutlaka yerine getirin. Sözlerinizde durmak, güvenilirliğinizi ve bütünlüğünüzü güçlendirir.
Özellikle işler ters gittiğinde sorumluluğu üstlenmek, güçlü bir liderin en belirgin özelliğidir. Hatalar kaçınılmazdır, ancak onları kabul etmeli ve gerekirse özür dilemelisiniz. Aynı zamanda bir çözüm planı sunmak da önemlidir. Bu yaklaşım, ekibinize hatalardan ders çıkarmanın normal olduğunu ve bunun bir gelişim fırsatı sunduğunu gösterir.
Çalışanların %57’si kötü yöneticiler yüzünden işlerinden ayrılıyor. Bu yüzden yönetim tarzınızda tutarlı olun. Standartlarınızı veya kurallarınızı ruh halinize göre değiştirmeyin. Eylemleriniz, değerlerinizi ve beklentilerinizi sürekli olarak yansıttığında, ekibiniz size güvenecektir.
Ekibinizi Önce İnsan Olarak Görün
Yeni ekibinizi yönetirken, geçmişte sizi en çok etkileyen yöneticilerden ilham alın. Muhtemelen, sizi tanımak için zaman ayıran ve iş dışındaki hayatınıza da saygı göstererek sağlıklı bir iş-yaşam dengesi kurmanızı destekleyen yöneticilerdi. Kimse sadece bir işçi olarak görülmek istemez, bu yüzden ekip üyelerinizin hem kişisel hem de profesyonel hedeflerini anlamaya özen gösterin.
Onların sıkı çalışmalarını ve katkılarını düzenli olarak takdir edin. İçten bir teşekkür ya da toplantı sırasında yapılan bir övgü, çalışanlarınızı değerli hissettirebilir. Aynı zamanda zorlandıkları anlarda da yanlarında olun; ister iş stresi, ister kişisel zorluklar olsun, desteğinizi esirgemeyin. Gerekirse özel olarak görüşün, esneklik ya da ek kaynaklarla yardımcı olun.
Liderlik sadece görevler listesi vermekle sınırlı değildir; aslında insanları başarıya yönlendirmekle ilgilidir. Gerçekten değer verildiğini hisseden çalışanlar, daha motive, bağlı ve işlerine adanmış olurlar.
Başarılı bir yönetici olmak, her şeyi bilmek anlamına gelmez; sürekli öğrenmek, gelişmek ve uyum sağlamak demektir. Unutmayın ki en etkili liderler, empatiyle, dürüstlükle ve ekibinin başarısını görmek için samimi bir istekle hareket edenlerdir.
Bu ipuçlarını benimseyerek, yeni rolünüzdeki zorlukların üstesinden gelebilir ve hem sizin hem de ekibinizin gelişebileceği olumlu bir çalışma ortamı yaratabilirsiniz. Yolculuğunuz bazen zorlayıcı olabilir, ancak doğru bir yaklaşımla bu süreci oldukça ödüllendirici hale getirebilirsiniz.